Boşanma davası, davacı eşin “Bu evlilik benim için artık çekilmez hal aldı, fiilen ve manen benim için bitti. Hukuken sona erdirilmesini istiyorum” şeklindeki iradesinin mahkemeye yansımış halidir.
Belki de insan hayatında verilen, en travmatik, en acı ve en zorlu kararlardan bir tanesi boşanma davası açmaya karar verilmesidir. Bu kararı verecek kişi ise davacının bizzat kendisidir.
Böylesi hassas ve önemli bir karar verilmesi aşamasında kendisine, mesleğine ve müvekkiline saygısı bulunan hiçbir boşanma avukatı kararınıza dahil olmayacak, boşanma ya da boşanmama konusunda telkinlerde bulunmayacaktır.
Bu konuda fikrimi soran tüm müvekkillerime aynı cevabı vermekteyim. Biz sizin adınıza karar veremeyiz! Bu evliliğin yürüyüp yürümeyeceğini siz bilebilirsiniz. Siz boşanma konusunda tam ve kesin bir karara vardıktan sonra size yardımcı olabiliriz.
Ancak eğer boşanma konusunda kesin ve tam bir karara vardıysanız, davayı ilk olarak siz açmalısınız.
Bu yazımızda “Boşanma davasını önce ben mi açayım, yoksa onun açmasını mı bekleyeyim?” sorusuna cevap vermek ve diğer eşin önce dava açması halindeki dezavantajları ve diğer eşin dava açmasını bekleme süresinde yaşanacak hak kayıpları konularına açıklık getirmek istiyoruz.
“Boşanma Davasını İlk Açan Kişi Haksızdır” Saçmalığı:
Hukukumuzda Anlaşmalı Boşanma davası dışındaki tüm boşanma türlerinde kusur aranmaktadır. Davacının dayandığı boşanma sebebi ne olursa olsun, boşanmaya sebebiyet veren olayı ve bu olayda davacının kusurlu olduğunu ispatlamakla yükümlüdür.
Dolayısı ile bir kişi boşanma davası açıyor ise, “boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı kusurludur” demek istemektedir.
Tam kusurlu eşin dava açma hakkı bulunmamaktadır. Çünkü boşanma aynı zamanda bir haktır. Kimse kendi kusuruyla kendi lehine haklar kazanamaz.
Davacı “Sayın hakim ben eşimi aldattım, zina ettim bu nedenle boşanmamıza karar verilsin” diyemez. Dava açma hakkı kusursuz ya da az kusurlu eşe aittir.
Eşinizin tam kusurlu olduğunu düşünüyorsanız, eşinizin dava açamayacağını, açsa bile kusurunun ispatlanması halinde boşanma davasının red ile sonuçlanacağını bilmenizde fayda var. Eğer boşanma davası red ile sonuçlanır ise siz de boşanamamış olacaksınız..
Esasen boşanma davasında kusursuz ya da az kusurlu eşin dava açması gerekmektedir. Çünkü ancak bu şekilde bir boşanma kararı verilebilecektir. Amacınız boşanma ise boşanma davasını siz açmalısınız!
“Boşanma davasını ilk açan haksızdır” şeklindeki sözler tek cümle ile safsatadan ibarettir.
Özel Boşanma Sebeplerinde Süreleri Kaçırmayın:
Boşanma davalarında boşanma nedenleri “özel boşanma sebepleri” ve “genel boşanma sebepleri” olarak ikili bir ayrıma tabi tutulur.
Özel boşanma sebeplerini:
- Terk
- Hayata Kast
- Pek Kötü Muamele
- Suç İşleme
- Haysiyetsiz Hayat Sürme
- Zina (Aldatma)
şeklinde sıralayabiliriz.
Kanun genel boşanma sebeplerinin aksine, özel sebeplerin varlığı halinde mahkeme hakimine bu evliliğin sona erdirilip erdirilemeyeceği konusunda bir takdir yetkisi vermemiştir.
Eşlerden bir tanesinin diğer eşe tükürmesi boşanma sebebi midir? Mahkeme hakimi tarafları dinler, söz konusu eylemin gerçekleşip gerçekleşmediği, bunun diğer eş açısından boşanma sebebi olup olmadığını somut olayın özellikleri ve tarafların tutumuna davranışlarına bakarak evliliği sona erdirip erdirmeyeceğine karar verir.
Ama özel boşanma sebebi var ise; örneğin eşlerden bir tanesi zina eder ise, diğer eş zina nedenine dayalı dava açıp zinayı ispatlarsa mahkeme hakimi artık davacı eş için bu evliliğin sona erdirilip erdirilmeyeceğini araştırmayacak zina olgusunun ispatlanması halinde boşanmaya karar vermek zorundadır.
Ancak özel boşanma sebepleri belirli bir süreye tabidir.Yani özel bir boşanma sebebini öğrenen eşin bu sebebe dayalı olarak dava açma süreleri kanunen belirtilmiştir. Bu süreler geçtikten sonra artık özel sebebe dayalı dava açılması halinde davası reddolunacaktır.
Yukarıdaki örnekten yola çıktığımızda eşinin zina ettiğini öğrenen diğer eşin 6 ay içinde zina nedenine dayalı olarak dava açması gerekir. Eğer zina nedenine dayalı olarak davayı 6 ay içinde açmamış ise açtığı dava sadece zinaya dayalı ise davası reddolunacaktır.
Şu halde özellikle özel boşanma sebeplerinden bir tanesine dayanan eşin mutlaka ama mutlaka 6 ay içinde ve önce dava açması gerekmektedir. Diğer eşin dava açmasını beklemesi halinde bu süre dolacak ve dava açma hakkını kaybedecektir.
Yetkili Mahkemeyi Belirleme İmkanını Kaçırmayın
Boşanma davalarında yetkili mahkeme coğrafi olarak davaya hangi mahkemenin bakacağını ifade eder.
Boşanma davaları
- Tarafların en son 6 ay beraber yaşadıkları yer Aile Mahkemesi’nde
- Davacının yerleşim yeri Aile Mahkemesinde,
- Davalının yerleşim yeri Aile Mahkemesinde
görülebilir. Burada yetkili mahkemeyi boşanma davasını hangi taraf açmış ise o belirleyecektir.
Örneğin eşiniz ile evlenip Gaziantep’e yerleşmiş burada iki yıl evli kaldıktan sonra ayrılma kararı alarak siz İstanbul’a yerleştiniz eşiniz ise Hakkari’ye yerleşti diyelim. Bu durumda;
- Davanın Gaziantep ilinde
- İstanbul İlinde
- Hakkari ilinde açılması mümkündür.
Şu halde eğer karşı tarafın davayı Hakkari’de açması halinde siz İstanbul’da hayatınıza devam ederken Hakkari’deki davayı nasıl takip edebilirsiniz?
Özellikle çekişmeli boşanma davalarındaki dava süreci bir yılı aşmakta iken bu çok ciddi emek, zaman ve ekonomik külfetler getirecektir.
İşte özellikle yetkili mahkemenin belirlenmesi konusunda seçim hakkı davayı açana ait olduğu için davayı takip etme konusunda avantajlı olmak için davayı ilk önce sizin açmanız büyük önem arz etmektedir.
Evliliğin Çekilmez Hal Aldığının İspatı
Bir haksız (kusurlu) eylemin gerçekleşmesi üzerine uzun bir süre sessiz kalınması, söz konusu eyleme rıza gösterildiği ya da affedildiği anlamına gelebilmektedir.
Eşinizin sizin için çok önemli bir konuda boşanma sebebini tespit etmeniz ve boşanma sebebi haline getirilmeyip dava açılmaksızın beklenilmesi halinde; özellikle ortak yaşama ara verilmemesi ya da ortak yaşama ara verildikten sonra tekrar ortak yaşamın kurulması halinde artık dava konusu edilemez.
Örneğin eşinizin karşı cinsten birisi ile mesajlaştığını görmeniz üzerine sessiz kalmanız, dava konusu etmemeniz ortak yaşama son vermeden yaşamınıza devam etmeniz halinde söz konusu eyleme rıza gösterdiğiniz ya da affettiğiniz anlamına gelir.
Bir başka örnek olarak, eşiniz size hakaret etti ve ortak konuttan ayrıldınız ya ayrılmak zorunda kaldınız. Daha sonra araya aracıların girmesi ya da çocuklarınızın huzuru için tekrar şans vermek adına ortak hayatın yeniden kurulması (eve tekrar dönmeniz) halinde artık bu hakaret eylemini dava konusu etmeniz mümkün değildir.
Sonuç olarak, boşanma davaları herkesin bir fikir sahibi olduğu ancak sadece boşanma avukatlarının uzmanı olduğu bir alandır. Dolayısıyla kulaktan dolma, yanlış bilgiler ile hareket ederseniz çok ciddi mağduriyetler ile karşılaşırsınız.